"Günümüz Türkiye'sinde terapi, birçok birey tarafından her ne kadar lüks görünse de aslında birçok bireyin ihtiyaç duyduğu bir ruh sağlığı alanı. Hoş ya günümüzde ruh sağlığı denildiği zaman pek çoğumuz, istenmeyen durumun ortadan kalkmasıyla "bireyin hayatında ki esenlik halinin (iyilik hali) yakalanması" olarak düşünüldüğü, arka plana atılan bir terim. Zira bildiğimiz üzere de her zaman esenlik halimizi koruyamıyoruz. Ancak, ruh sağlığı terimi zihinsel sağlık sorunlarını da kapsayan çatı bir terim olmakla beraber, tek başına esenlik hali olarak açıklamak yeterli değil. Ruh sağlığını hedefi olan bu esenlik hali, kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirdiği, stres faktörleriyle baş edebildiği, toplumda üretken ve verimli olduğu, iç denge halini sağladığı durumdur. Depresyondan, kaygı bozukluğundan tutun, disosyonlar, OKB veya şizofreniye kadar genetik hastalıkları da ruh sağlığının kapsamındadır.
Yukarıda bahsedilen hastalıkların İyilik hali üzerindeki yarattığı dalgalanma tehdit de düşünüldüğü kadar yüzeysel değildir. Aynı stres ve kardiyovasküler problemler arasındaki ilişki gibi. Bu bağlamdan zihinsel sağlık sorunları olan kişilerin fiziksel sağlıklarının da olumsuz yönde etkileneceği de su götürmez bir gerçek haline geliyor.
Buna bağlı olarak da, birey hangi gelir grubundan olursa olsun, terapiyi lüks olarak görmektense, sanki zehirlenmişçesine tedavisini araması gerekmektedir.
-Neden mi?
Şöyle açıklayalım: Gıdadan zehirlendiğiniz anladığınız an hastaneye giderseniz, en fazla serum takılır ve vücudunuz bu zehirden arındırılır. Fakat görmezden gelirseniz emin olun gecenin ilerleyen saatlerinde bu zehir vücudunuzun tamamına yayılır ve geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Ruhsal sorunlarda aynı bunun gibidir. En başından önlemi alınırsa, kısa sürede terapi ile eski ruh sağlığınıza kavuşursunuz. Görmezden gelindiği takdirde büyük çaplı yıkımlara sebebiyet verecektir. Stres üzerinden devam devam edecek olursak; kronik stressi olan bir bireyin yaşayacağı olası durumlar arasında: performans düşüklüğü, uykuya dalma sorunu, sırt bölgesinde ağrılar, dikkat dağınıklığı gibi semptomlar gelişir ve bunlar dogrudan dogruya işinizi olumsuz yönde etkiler, performansınız düştükçe daha çok çalışmanız gerekir ve kısır döngüye girer. Tabi bu durumdan aile hayatınızın etkilenmemsi de söz konusu olamaz. Özellikle alt gelir grubunda karşılaşılan bu durum genel olarak hayatla boğuşma halinde olunduğundan, tahmin ettiğiniz üzere daha ciddi fiziksel hastalıklara da yol açabilir. Öte yandan aynı şekilde ruh sağlığınız da fiziksel hastalıklardan ayni sekilde etkilenir.
Bu nedenle, psikoterapi, gelir gurubu farketmeksizin bireylerde hem zihinsel hem de fiziksel sağlık sorunlarının tedavisinde önemli bir rol oynar ve esenlik halinizin korunması icin adım atmanız gerekir. Terapiyi lüks olarak görmek, sadece sorunların büyümesine ve cebinizi yakacak daha fazla olumsuz sonuca yol açmasına neden olacaktır. Sonuc olarak, terapi lüks degil, bir ihtiyaçtır!
Comments